Skip to content
Menu

Obama’nın stratejisti: Clinton adaylığı kazanır, Trump’ı açık farkla yener

rek-plouffe

AMERİKA BÜLTENİ (29 Şubat 2016)

Barack Obama’nın 2008’deki müthiş siyasi zaferinin perde gerisindeki en önemli isim olan David Plouffe, Politico’ya verdiği özel röportajda çarpıcı açıklamalar yaptı. Obama’nın 2008 seçim kampanyasını yöneten Plouffe, Demokrat Parti adaylığını kazanmada, 2008’deki rakipleri Hillary Clinton’ın şansının yüzde 98 olduğunu söyledi.

Plouffe, Clinton’ın Cumhuriyetçi rakibinin de Trump olacağı konusunda nerdeyse emin. Ona göre, Cumhuriyetçilerin Marco Rubio veya Ted Cruz’un arkasında toplanıp Trump’ı yenmeleri için artık çok geç. Çünkü ikisi için de bu saatten sonra adaylıktan diğeri lehine çekilmek siyasi intihar fedakarlığı olacak. Ona göre bu saatten sonra kontrol Trump’ın elinde: ”Eğer uçağı indirirken bir kaza yapmazsa kazanacak.”

Plouffe, Kasım ayındaki başkanlık seçiminde Hillary Clinton’ın, Trump ile karşılaşmasını ise, ”uzun süre hafızlardan silinmeyecek bir karşılaşma olur’‘ diye tanımlıyor. Ancak buna rağmen Hillary Clinton’ın rahat kazanmasının daha yüksek olasılık olduğu düşüncesinde:

‘’Hillary Clinton, Donald Trump’ı nadir görülen bir farkla, ülke çapında yaklaşık 6-10 puan farkla yenebilir diye düşünüyorum.’’

Ancak eğer Trump, ciddi bir rekabet sergilerse, ”özellikle yukarı Midwest bölgesinde, Ohio, Wisconsin, belki Pennsylvania, belki Iowa ve Minnesota’da bir rekabet yaşanabilir.” Bununla beraber hemen ekliyor:

‘’Seçici delege meclisi (electoral college) açısından baktığımızda Trump’ın kazanabileceği bir yol göremiyorum’’.

Ve ardından siyasi stratejistlerin Trump ile ilgili en büyük başağrısına, ‘öngörülemezliğine’ atıfla yeniden ekliyor: ‘’Trump’ın ne yapacağı hiç belli olmuyor’’. Trump’ın rüzgarının, yaşayan her an şekil değiştiren bir organizma gibi olduğuna dikkat çekerek, bununla baş edebilecek ön kurallar olmadığına vurgu yapıyor.

En büyük tehdit, halkın ‘dün dündür bugün de bugün’ü ayıplamaması

Ona göre Demokrat Parti için Trump ile ilgili en büyük tehdit ise, genel kamuoyunun da tıpkı bugün Cumhuriyetçi muhafazakar taban gibi Trump’a istediği zaman fikrini değiştirebilme lüksü tanıması, dün ak dediğine bugün kara demesini hiç yadırgamaması olacak. Plouffe, Trump’ın önseçimler bittikten sonra bugün muhafazakar ortodoksiye yönelik bütün konuşmalarını sileceğine, zenginlerin vergisini yükseltmekten, iklim değişikliğini tanımaktan ve hatta yoksullara sağlık sigortası sağlayacak bazı federal yardım programlarından söz edebileceğine inanıyor.

Ona göre Hillary Clinton’ın en büyük avantajı ise, kritik eyaletlerdeki (swing states) seçmenle bire bir iletişim olanağı veren sofistike veri toplayabilme organizasyonu kapasitesi. Bunun, Trump’ın korkuya oynayan popülist mesajlardan ibaret stratejisini mayınlayacağını belirtiyor.