Skip to content
Menu

ABD Kongresindeki bütçe görüşmelerinde partiler neyi tartışıyor?

Senato muhalefet grubunun lideri Demokrat Partili New York Senatörü Chuck Schumer, 5 Ekim 2017 günü düzenlediği basın toplantısında bütçe ile ilgili eleştirilerini, hazırladığı tablolar üzerinden kamuoyu ile paylaşıyor

AMERİKA BÜLTENİ (20 Aralık 2017)

Sonbahar ayları genelde birçok ülke parlamentosunda bütçe tartışmalarının yoğunlaştığı aylar. Bütçe politikası, kabaca, bir devletin ilişkilendirildiği ‘bütçe yılı’ içinde elde edeceği gelirler ile harcamaları arasında denge kurma politikasıdır. Devletin önceliklerini yansıtması dolayısıyla sadece rakamlar etrafında değil ekonomi felsefelerinin de karşı karşıya geldiği bir tartışmadır.

ABD’de bütçesini kim yapar?

Bütçe süreci her Şubat ayının ilk Pazartesi günü ABD başkanının, o yılın 1 Ekim günü başlayıp bir sonraki yılın 30 Eylül günü sona eren bütçe yılı için bütçe teklifini ABD Kongresine sunması ile başlar. Bütçe yılı, bütçenin bittiği yıl ile isimlendirilir. Örneğin Trump’ın Şubat ayında sunduğu bütçe teklifi, ABD’nin 2018 Bütçesine ilişkindir. Ancak burada önemli olan şudur; ABD Başkanının sunduğu bütçe teklifi, bütçe taslağı değil, sadece bir temenni listesidir. Çünkü Amerikan Anayasasına göre bütçe metnini Temsilciler Meclisi yapar. Başkanın önerileri kısmen dikkate alınır ama nihai bütçe yasası her zaman Kongrenin önceliklerini yansıtır.

Bütçe üzerinde iki partinin ana ayrışması nedir?

ABD federal bütçesi etrafındaki tartışmaların büyük çoğunluğu, iki farklı makroekonomi ekolünün bakışından kaynaklanır. Demokratlar genelde, karma ekonomi, sosyal refah devleti ve piyasalar üzerinde güçlü denetim aracılığı ile ekonomik büyümeyi hedefleyen Keynesyan bir bakışa sahiptir. Cumhuriyetçiler ise genelde, küçük devlet, düşük vergi oranları, sınırlı regülasyon ve serbest girişimciliği önceleyen arz yönlü iktisat veya  ‘bırakınız yapsınlar’ makroekonomi ekolünün ilkelerini savunur.

Federal hükümetin büyüklüğü ve elinin uzunluğu, ABD’nin kuruluşundan beri tartışma konusudur. Bütçe tartışmalarına bunun yanı sıra, ahlaki tutarlılık, gelir eşitliği, kuşaklar arası eşitlik (gelecek kuşaklara bugünden borç bırakılması) gibi yan tartışmalar da yön verir.

Peki bu makro ekonomik bakışlarında ne kadar net tavra sahipler?  

Politik gerçeklerin izin verdiği kadar. Politik gerçeklerin sahasına girildiğinde teoride tartıştıkları ile genel kurullarda oy verdikleri farklı olabiliyor. Örneğin Cumhuriyetçiler, Medicare ve Sosyal Güvenlik programlarından kesintiyi teorik olarak her zaman savunsalar da, yoksul seçmenlerinin çoğunun da bu programlardan yararlanması nedeniyle, bu programlarda radikal bir kesintiye asla oy vermezler. Yine örneğin Demokratlar teoride sadece zenginlerin vergisini yüksek oranda artırmayı savunur ama, seçim kampanyalarında bu zenginlerin yapacağı bağıştan olmamak için de radikal bir vergi artışına oy vermezler.

Kongre’deki bütçe tartışmalarının 3 ana konusu: Açık, istihdam ve vergi

  • BÜTÇE AÇIĞI

ABD’nin 2018 bütçesi için öngörülen bütçe açığı 440 milyar dolar. ABD Hazine Bakanlığı verilerine göre 2017 yılı ABD bütçesi 666 milyar dolar açık verdi. Bu açık bir önceki yıla göre yüzde 14 daha fazla. Mevcut gidişatla 2020’li yılların başında ABD’nin bütçe açığının 1 trilyon dolar eşiğini geçeceği öngörülüyor. ABD Bütçesi 1970 yılından beri sadece Bill Clinton’ın ikinci döneminde 1998 – 2001 arası dönemde fazla verdi. Bunda da 1990’lı yıllardaki ekonomideki iyileşme ile Clinton yönetiminin vergi oranlarını yükseltmesi rol oynamıştı.

Peki 17 yılda bu astronomik açık nasıl oluştu?

Bunda birkaç temel gelişme rol oynadı. George W. Bush’un göreve başlar başlamaz getirdiği geniş çaplı vergi kesintisinin yanı sıra 11 Eylül sonrası ABD’nin Irak ve Afganistan Savaşları, 2009 yılında ekonomik krizi önlemek için çıkarılan 787 milyar dolarlık ekonomiyi canlandırma programları bütçe açığının astronomik rakamlara çıkmasında önemli rol oynadı. Bundan dolayı da Demokratlar, daha çok Bush dönemine atıfla, savunma harcamalarının yüksekliğine ve gelir düzeyi yüksek kesimlerden az vergi alınması nedeniyle devletin gelirinin düşüklüğüne dikkat çekiyor.

Cumhuriyetçiler ise genellikle, bütçe açığında, bütçedeki payı 2 trilyon dolar civarında olan sosyal güvenlik ve Medicare programlarının rolüne dikkat çekerek bu programları kısmanın gereğini vurguluyor. Bunu da Obama dönemine özellikle de Obamacare olarak bilinen sağlık sigortası reform yasasına atıfla yapıyorlar. Partiler üstü bir yapı olan Kongre Bütçe Dairesi (CBO) verilerine göre Obamacare yasasının 2016 – 2015 döneminde ABD bütçesindeki açığı toplam 353 milyar dolar civarında artıracak.

  • İSTİHDAM

Büyüyen bir ekonomide istihdam artar. İstihdam arttığı için hem vergi gelirleri yükselir hem de işsizlik ödemesi gibi sosyal yardım giderleri azalır. Daralan bir ekonomide ise tam tersi bir süreç işler. Yani, ekonomi ile bütçe arasındaki ilişkinin ana noktası istihdamdır. Her iki partinin de istihdam yaratma konusunu öncelikli sorumluluk görmesinin nedeni budur. Ancak istihdam yaratıcı politikalar konusunda yaklaşım farklılığı da önemli bir tartışma konusu oluşturur.

  • VERGİ

Amerikan politikasının en popüler tartışma konusu hiç şüphesiz vergi oranlarıdır. Yerel seçimlerden federal Kongre seçimlerine ve başkanlık seçimine kadar iki parti arasındaki tartışmaların omurgasını vergi oranları konusundaki yaklaşım farklılığı oluşturur. Bütçe yapılırken de Demokrat ve Cumhuriyetçiler, vergi oranları üzerine yoğun bir tartışmaya girer.

Demokratlar genel olarak, Gelir düzeyi yüksek kesimlerin gelir vergisi oranını yükseltmeyi savunur. Cumhuriyetçiler ise herkes için gelir vergisi oranında kesintiye gitmenin ekonomik canlılığı artıracağını savunur. Bununla beraber iki partinin son yıllarda uzlaştığı bir konu, şirket gelirleri vergisi oranını düşürerek, Amerikan şirketlerinin uluslararası rekabet gücünü artırmaktır.

Cumhuriyetçiler, yüksek verginin istihdamı ve ekonomik büyümeyi öldürdüğünü savunuyor. Bağımsız bütçe analizleri ise genel olarak, yüksek verginin kısa vadede istihdamı ve ekonomik büyümeyi yavaşlattığını ancak uzun vadede tam tersi olumlu bir etki yaptığını gösteriyor. Tartışma kısa vade için çözüm bulmakta yoğunlaşıyor.

Bütçe açığı, bir ‘gelir’ mi ‘gider’ mi sorunu?

Bütçe tartışmalarının en popüler başlıklarından biri de yine her iki makroekonomik bakışın yansımasının devamıdır. Cumhuriyetçilere göre Amerikan bütçesinin temel problemi federal harcamalardır, federal gelirler değil.  Demokratlar için ise, tam tersidir.

Ancak her iki parti içinde bazı gri alanlar var.

Örneğin, Medicare, sosyal güvenlik, sağlık yardımları gibi programlara bütçe açığını artıran harcamalar olarak gören Cumhuriyetçiler, savunma harcamalarının yüksekliğini yeterli bulmaz ve daha da yükseltilmesi gerektiğini savunur.

Tartışma nasıl bir veri zemininde yürüyor?

ABD’de bütçe tartışmasının en olumlu yanlarından biri ise, bütçe ile ilgili her detaya, her harcamaya, her gelir miktarına, sıradan vatandaştan medya kurumlarına kadar isteyen herkesin çok kolayca ulaşabilmesidir. Yine tartışmanın sağlıklı yürümesinde en önemli etkenlerden biri herkesin kabul ettiği veriler ve öngörülerin mevcut olması. Bütçe ile ilgili bu istatistik, veriler ve öngörüleri hazırlamada en önemli aktör ise partiler üstü bir kurum olan Kongre Bütçe Ofisi (CBO). CBO gerek mevcut bütçe üzerindeki analizleri, gerekse de geçmiş bütçelerin sonuçları ve gelecek 10 yıla ilişkin öngörüler konusunda sürekli veri ve analiz desteği sağlar.

Yine ABD Kongresinin ‘think tank’ı olarak nitelenen Kongre Araştırma Hizmetleri (CRS) ve Pew Charitable Trustee gibi organizasyonların hazırladığı veriler de tartışmalar için ortak bir zemin hazırlar. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler, bu bağımsız organziasyon ve kurumların hazırladığı verileri temel alarak tezlerini savunur. İki makroekonomik ekole inanan çok sayıda düşünce kuruluşu, iş dünyası dernekleri, sendikalar, üniversitelerin ekonomi bölümleri de bütçe tartışmasına yoğun şekilde rapor, analiz, eleştirel bakış katkısı sağlar.

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter’dan takip edebilirsiniz