AMERİKA BÜLTENİ (19 Aralık 2017)
2000’li yılların başından beri yükselen ve 2010’lu yıllarda iktidar gücüne kavuşan Hindu milliyetçiliğinin yükselişi sona mı eriyor? Pazar günü Hindistan’ın Gujarat eyaletinde yapılan parlamento seçimlerinde alınan sonuçlar, 2019 seçimi öncesinde İktidardaki dinci eğilimli Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi (BJP) iktidarı için alarm zilleri çalarken, Hindistan’ın merkez sol eğilimli kurucu partisi Kongre Partisine moral oldu. Kongre Partisinin genç lideri Rahul Gandhi de bu sonuçla, BJP lideri ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi’ye karşı ilk kez ciddi bir rakip olduğunu göstermiş oldu.
Modi’nin 2001 – 2014 arasında 13 yıl eyalet hükümetinin başkanlığını yaptığı memleketi Gujarat’taki seçimlerde BJP, 182 sandalyeli eyalet parlamentosunda hükümet kuracak çoğunluğu kazansa da ilk kez 100 sandalyenin altına düştü. Modi’nin sağ kolu Amit Shah, birkaç hafta önce 182 sandalyenin en az 150’sini garanti olarak gördüklerini açıklamıştı. Hindistan’ın politik ve ekonomik olarak en önemli eyaletlerinden biri olan Gujarat’ta 40 milyonu aşkın seçmenin oy kullandığı seçimlerde, özellikle kırsal kesimlerde Kongre Partisinin yükselişine sahne oldu. Hem eyalet hem de ulusal iktidarın gücünün yanı sıra, BJP’nin domine ettiği eyalet medyasının da propaganda gücüne rağmen BJP’nin 100 sandalyeye bile ulaşaması, kazanmanın coşkusunu doyasıya yaşayamamasına neden oluyor.
Başbakan Modi’den dinci ve kutuplaştırıcı kampanya
Modi iktidarı, aşırı milliyetçi retoriği ile Hindistan’da kutuplaşmasyı körükleyerek, Hindu çoğunluğu kendi şemsiyesi altında toplamaya çalışan bir politika izliyor. Kendisine yönelik her eleştiriyi ise Hindistan’a düşmanlık ve vatana ihanet gibi yansıtıyor.
Modi seçim kampanyası boyunca, Kongre Partisinin lideri Rahul Gandhi’nin, Kongre Partisinin liderliğine yükselmesini sorgularken Gandhi’yi, sırf eyaletteki Müslüman azınlıklar destekliyor diye Ortaçağ’da Hindistan’a hükmeden Müslüman şahlara benzetti. Gandhi’nin kazanmasının, Müslüman hakimiyetinin yeniden tesisi olacağını iddia etti. Bir mitinginde Rahul Gandhi’nin, Hinduluğunu sorgulayarak Hindu olmadığını ima etti. 1992 yılında BJP’nin yerel çeteleri tarafından Uttar Pradesh eyaletinde yıkılan caminin yerine yapılan tartışmalı Hindu tapınağına destek verdi. Bir başka mitinginde de aynı konuya atıfla Kongre Partisine seslenerek, ‘’Açık ve net olarak ilan edin, Hindu Ram Tapınağından mı yanasınız, Babri Camiinden mi yana..?’’ diye sordu. Hinduların, antik çağdaki bir tapınakları üzerine inşa edildiğini iddia ettikleri Babri Camiinin, 1992’de aşırı Hindu çetelerce yıkılması, modern Hindistan tarihinin en kanlı sokak çatışmalarına ve isyanlarına neden olmuş, Hindular ile Müslümanlar arasındaki ayrışmayı derinleştirmişti.
Gujarat’ın Palanpur şehrindeki mitinginde ise Modi, Pakistan’ın Gujarat’taki seçimleri etkilemeye çalıştığını iddia etti. Muhalif Kongre Partisi liderlerinin, Pakistanlılar ile gizli görüşmeler yaptığını iddia etti.
Partisiz genç aktivistler seçime damga vurdu
Modi’yi 34 kez miting yaptığı memleketinde en çok zorlayan ise, farklı sosyal kastların partisiz genç aktivistleri oldu. Özellikle de 25 yaşındaki aktivist muhalif Hardik Patel. Modinin seçim ekibi, yüzbinlerce kişiyi mobilize eden Patel’i itibarsızlaştırmak için büyük bir negatif kampanya yürüttü. Patel’in seks kasetleri olduğundan Pakistan hükümetinin ajanı olduğuna kadar her türlü itham en üst seviyede dile getirildi. Hardik Patel, Patel veya Patidarlar diye anılan kastı mobilize ederken, Jignesh Mevani adlı genç muhalif lider en aşağı kast olan Dalitleri ve Alpesh Thakore adlı genç muhalif lider de diğer arka sınıfları harekete geçirmeyi başardı. Bir çok siyasi gözlemci kutuplaşmış politik atmosferde halkın partisiz genç liderlere yöneldiği yorumu yapıyor.
İktidar partisi BJP’nin seçimi tamamen bir milliyetçilik, din ve kültür savaşına dönüştürme gayretine rağmen, özellikle de yoksul Hindular için ana motivasyon ekonomi oldu. Sürekli milliyetçilik yaptığı halde Modi’nin çevresini hep zenginlerden oluşturması ve zenginlerin işini kolaylaştıran politikalar izlemesi kendi eyaletinde özellikle de kırsal kesimlerde ağır oy kaybına neden oldu. Bazı Hindistan gözlemcilerine göre, bağnaz ve dinci söylemle seçim kazanmanın her zaman mümkün olamayacağı gösterdi.
AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan takip edebilirsiniz veya Facebook‘tan takip edebilirsiniz