AMERİKA BÜLTENİ (31 Temmuz 2013)
CEO’sunun istifası ve Nook satışlarındaki başarısızlık sonrası Barnes&Nobel kitapçı zincirinin akıbetinin de birkaç yıl önce iflas ederek kapanan Borders gibi olacağı spekülasyonları arttı.
Ancak herkes Barnes&Noble’ın geleceği konusunda karamsar değil. New Yorker yazarı James Surowiecki’nin de belirttiği gibi, kağıt kitap hala teknolojinin nadide bir eseri. Okuması kolay, taşınabilir, dayanıklı ve ucuz. Surowiecki, Codex Group’un kamuoyu yoklamasını da hatırlatıyor; E-kitap okuyanların yüzde 97’si hala kağıt kitapla ilişkisini koparmış değil.
Barnes&Noble’ın tarihe gömüldüğünü söylemek çok zor. Sadece yeniden toparlanmaya ihtiyacı var. Son günlerde birçok yazar, gazeteci ve analist yeniden toparlanma için birtakım fikirler dile getirdi. O önerilerden bazılarını sizler için derledik:
#1. Kitapçısın sen kitapçı kal!
‘’Kendine yeni bir kimlik arayışını sonlandır ve radikal birşeye, kitapçı olmaya yoğunlaş’’ – James Surowiecki, The New Yorker
#2. Gizli lezzetine yatırım yap: Tesadüfi keşif deneyimi yaşat
Okuyucunun yeni kitap ve yazarlar keşfetmesi için raflardan çok masalar koy kitapçılarına. Fiziksel keşif, hem perakendenin hem yayıncılığın gizli lezzetidir.
Simon Lipskar, Writers House, Wall Street Journal
Yeni çıkan kitaplarla ve ilginç bölümleri, tesadüfi keşiflere olanak verecek şekilde akıllıca karıştıran bir yenileme ve kolay tarama vasatı yarat.
Virginia Postrel, Bloomberg
#3. Mutlu ve dost canlısı ‘inek’ler çalıştır
Sattığı şey kendisini heyecanlandırmayan kişiler değil, orayı bir kitapçı gibi hissetmemize yardım edecek elemanlar çalıştır. Elamanlarınız gerçekten kitap okuyan ve kitaplardan konuşmaktan hoşlanan insanlar olsun.
Jason Diamond, Flavorwire
#4. Organize işler, her zaman
İnsanların ziyaret etmek isteyeceği atmosferler yarat: ‘’Kitap grupları, yazar okumaları gibi aktiviteleri artır.’’
Gerald Storch, Target, Inc., Wall Street Journal
#5. Kitapevlerini üyelikli teşhir salonuna dönüştür
‘’Kitapevlerinin keşifsel ve atmosferik değerini, mevcut geleneksel kitap depolu mağaza konseptinden ayır. Her kitaptan sadece tek bir kopyanın sergilendiği daha küçük kitap evleri yap. Müşterilere, takılmak, kitapları taramak ya da çerez satın alıp internet kullanmalarına izin verecek günlük, haftalık, aylık üyelik sistemleri geliştir.
– Virginia Postrel, Bloomberg
#6. Mini AVM’ye (mini-mall) dönüş.
Her mağazayı, bir ‘mini-mall’a dönüştür. Kitap evi içindeki her kategoriyi kendi alanında uzmanlığa kiralayın. Siz de şirket olarak sadece bir sistem operatörü gibi olun.
– Roger Martin, Harvard Business Review
#7. İmajınızın ebatını biraz küçültün.
Mahalle franchise’ı yaratın. Tıpkı, Washington D.C.’deki Ace Hardware mağazaları gibi. Zincirin sahibi her şubesine kendi adını vermek yerine o muhitin ya da mahallenin adını veriyor. Lokal kitapevi ama ulusal dağıtım gücüne sahip bir şerketin desteğinde.
– Lydia DePillis, Washington Post
#8. Doğru dürüst indirim yapın müşterinize
Müşterinizin alışveriş miktarının yüksekliğine göre indirim yapın. Eğer e-okuyucularınızı (nook) satmak istiyorsanız piyasasını yaratın. Örneğin $50’a alana $50 mağaza kredisi verin.
– Peter Olson, Random House, Wall Street Journal
– Rick Schottenfeld, Bloomberg Businessweek
#9. Starbucks gibi biraz ‘hipster’ takılın.
‘You’ve Got Mail’ filminde tasvir edilen, bağımsız mahalle kitapçılarını ezen art niyetli dev zincir gibi gözükmek istemiyorsanız, Starbucks’ın büyük piyasalarda şirket markalarını çok öne çıkarmama metodunu uygulayın.
– Jason Diamond, Flavorwire
#10.Çikolata kokun. Ya da lavanta…
Kitapçılarda kitap tararken burunlarına çikolata kokusu gelen müşteriler, normaldekinden en az iki kat fazla, bir kitabı yakından inceliyor. Ve en az 3 katı oranda personelle diyalog kurup soru sorup bütün kitapevini tarıyor. Eğer çikolata sevmiyorsanız lavanta deneyin. Bilimsel araştırmalar lavantanın rahatlatıcı kokusunun, kalp atışını yavaşlattığını gösteriyor. Müşteriler daha relaks olacak ve bir şeyi üzerinde çok fazla hesap yapmadan satın alacaklardır.
– Olivia B. Waxman, TIME