Skip to content
Menu

Başkan yardımcısı adayları Pence ve Kaine hakkında bilmeniz gerekenler

kaine-pence

AMERİKA BÜLTENİ (4 Ekim 2016)

ABD başkanlık seçimine yaklaşık bir ay kalırken bütün gözler başkan adayları Donald Trump ve Hillary Clinton üzerinde. Donald Trump’ın başkan yardımcısı adayı Mike Pence ve Hillary Clinton’ın başkan yardımcısı adayı Tim Kaine bugüne kadar pek dikkati çekemediler. Her ikisi de sakin üsluplarıyla bilinen iki başkan yardımcısı adayı da eyaletleri dışındaki Amerikan kamuoyunda çok tanınan isimler değil. O nedenle de bugün karşı karşıya gelecekleri televizyon açık oturumunun çok vahim gaflar içermediği sürece, seçimin sonucu açısından doğrudan bir etki doğurması beklenmiyor. Virginia eyaletinin Farmville şehrinde New York saati ile 21:00’da (TR saati ile Çarşamba sabahı 04:00) başlayacak. İşte bu açıkoturum öncesi Pence ve Kaine hakkında bilmek isteyeceğiniz birkaç konu:

Mike Pence hakkında bilmeniz gerekenler

Üç yıldır Indiana eyalet valisi olan Mike Pence, öncesinde ABD’de Temsilciler Meclisinde de 6 dönem (12 yıl) görev yaptı. Sosyal muhafazakarlığı ile bilinen Pence, ABD’de muhafazakar politik hareketlerin en güçlü sponsorları olan milyarder Koch kardeşlerin gözde politikacılarından biri. Genç bir avukat olarak Kongre’ye ilk kez 1988 yılında aday olduğunda kaybetti. İki yıl sonra yeniden aday olduğunda seçim kampanyasına yapılan bağışları, evinin mortgage borcunu, kişisel kredi kartı borçlarını, golf turnuvası ve eşinin otomobilinin ödemesinde kullandı. Her ne kadar o günlerde kampanya parasının bu tür harcanması yasadışı olmasa da bu sıradışı tutum seçmenleri şok etti. Yine kaybetti. Daha sonra Mike Pence Show adıyla radyoda politik yorum programı yapmaya başladı ve burada keskin düşüncelerini ve halkla iletişim yeteneklerini geliştirdi.

Son 10 yılda Temsilciler Meclisinde Cumhuriyetçi Parti grubunun ağırlıklı kesimini oluşturmaya başlayan aşırı muhafazakar grubun ilk temsilcilerinden biri oldu. Yeni patronu Donald Trump gibi gelir vergisi beyannamelerini hiçbir zaman kamuoyu ile paylaşmadı. Gizlediği sadece bu da olmadı. Kongre’den ayrıldığında çok az politikacının başvurduğu bir yola başvurdu. Kongre’deki tüm konuşma ve oylamalarına ilişkin kayıtların 2022 yılı Aralık ayına kadar mühürlenmesini istedi.

Ekonomik anlamda katı bir ‘anti-Keynesian’ politikacı. İstihdam oluşturmaya, sosyal yardıma ve ekonomiyi canlandırmaya dönük her türlü devlet harcamasına karşı. Yine Trump’tan farklı olarak aşırı bir serbest ticaret taraftarı. Bugüne kadar bütün serbest ticaret anlaşmalarını destekledi. Aşırı muhafazakar bir politikacı olarak ‘küresel ısınmanın’ varlığına inanmıyor. İklimi ve çevreyi koruma politikalarına şiddetle karşı.

Donald Trump, Irak Savaşına karşı olduğunu iddia etse de Pence, Irak Savaşına verdiği destekle biliniyor. Her türlü devlet harcamasına karşı ancak askeri harcamaların dramatik şekilde artırılması gerektiğini savunuyor. Tıpkı Trump gibi terör zanlılarının sorgularında işkence yöntemlerinin kullanılmasını açıktan destekliyor.

Kongre’de iken göçmenlerin kitlesel şekilde sınır dışı edilmesine karşıydı. Ancak onlara vatandaşlık yolunun açılmasına da karşı. Suriye mültecilerin kabul edilmesine de karşı. Meksika sınır duvarı fikrini ise destekliyor. Trump, Müslümanların ABD’ye girişinin yasaklanmasını savunduğunda Twitter hesabından Trump’ın bu teklifini ‘anayasaya aykırı’ diye nitelendirmişti (O zaman henüz başkan yardımcısı adayı değildi).

2015 yılında Indiana eyaletinde, esnafa, eşcinsel müşterilere mal ve hizmet satışı yapmama hakkı tanıyan yasayı onaylayarak ABD’deki eşcinsel grupların ve insan hakları çevrelerinin yoğun eleştirisine uğramıştı.

Evanjelik Hristiyan olan Pence, kürtaj hakkına keskin karşıtlığıyla da biliniyor.

Mike Pence’in başkan yardımcısı adayı olarak lakabı ise ‘Savunan Adam’ oldu. Google’a “Mike Pence defends” yazdığınızda Cumhuriyetçi politikacının neden bu lakabı aldığı anlaşılıyor. Trump’ın, Putin’den vergiye, göçmenlik konularından, kadınlara kadar kırdığı her potu toparlama görevi onun sırtına kalıyor. Bu akşamki açık oturumda da çoğunlukla bunu yapmak zorunda kalabilir.

 

Tim Kaine hakkında bilmeniz gerekenler

Virginia Senatörü Tim Kaine, ABD iç politikası yelpazesinin merkezinde yer alan bir isim. Hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar arasında seveni var. Bu nedenle de Demokrat Partinin sol kanadında Kaine tercihini ‘yeterince ilerici bir aday değil’ diyerek eleştiren de çok oldu. Örneğin solcu aktivist Norman Solomon, Hillary Clinton’ın Kaine tercihini, ‘Sanders’in milyonlarca destekçisine orta parmak işareti olduğunu’ iddia etti.

Kaine çok akıcı şekilde İspanyolca konuşabiliyor. 1980’li yıllarda Harvard Hukuk Fakültesinde öğrenciyken, okuluna bir yıl ara verecek ve Honduras’ta Cizvit misyonerlere katılarak bir yıl Katolik misyonerliği yapacaktı. İspanyolcasını orada geliştirdi.

Harvard’tan mezun olduktan sonra Richmond şehrinde insan hakları avukatlığına başladı. Temel mücadele alanı ise ev satışı ve kiralamada siyahi müşterilere yapılan ayrımcılıklara karşı savaştı. 17 yıllık avukatlık macerasından sonra girdiği politikada 1994’te belediye meclisi üyesi ve 1998’de ise belediye başkanı seçildi. 2001’de eyalet vali yardımcısı oldu ve 2005 yılında Virginia Valisi oldu. 2007 yılında Obama adaylığını açıklar açıklamaz Obama’yı destekleyeceğini açıklayan ilk Demokratlardan biri olarak dikkat çekti. Obama’nın 2008 başkan yardımcısı adayları kısa listesinde Joe Biden ile birlikte yer aldı.

Kaine, Senatör olarak başta Pasifik Ortaklığı TPP olmak üzere serbest ticaret anlaşmalarına destek verdi. Ancak Clinton onu başkan yardımcısı adayı seçtiğinden beri bu konudaki pozisyonunu değiştirmiş görünüyor.

Kaine, senatör olarak Başkan Obama’nın Küba ve İran ile normalleşme politikalarını destekledi. Kongre onayı olmasa da IŞİD’e karşı askeri güç kullanılmasını savundu.

Kaine, 2012 yılında Senato kürsüsüden konuşmasının tamamını İngilizce dışında bir dilde yapan ilk kişi oldu. Senatonun gündemindeki göçmenlik reform tasarısını savunan konuşmayı İspanyolca yaptı.

Kaine’nin Virginia valisi olarak kürtajı kısıtlayan bazı yasalarda imzası olması da bir başka eleştiri kaynağı. ‘Ben bir Katoliğim’ diyen Kaine, kişisel olarak kürtaja karşı olduğunu söylüyor. Ancak bununla beraber, ABD Yüksek Mahkemesinin, eyaletlere kürtajı yasaklama yasağı getiren, ‘Roe vs. Wade’ olarak bilinen 1973 tarihli ‘kürtaj kadın ile doktoru arasındaki mahrem bir konudur, hiçbir kişi ve kurum karışamaz’ içtihadının da güçlü bir destekçisi.

Kaine’nin en ilginç özelliklerinden biri ise ‘armonika’ tutkusu. Bu enstrümana karşı daha çocukluğunda başlayan tutkusu bugün de güçlü şekilde sürüyor. Yanında sürekli 2-3 adet armonika taşıyor ve her fırsatta çıkarıp çalıyor.

ABD başkan yardımcısı neye yardım eder?