AMERİKA BÜLTENİ (16 Ekim 2017)
ABD Başkanı Donald Trump’ın 11 Ekim günü Twitter üzerinden, bir yayınını eleştirdiği NBC televizyonuna ‘lisans iptali’ tehdidinde bulunmasının yankısı sürerken, televizyon yayınları konusundaki yetkili kurum olan Federal İletişim Komisyonundan (FCC) net bir tavır geldi. FCC’nin dört komisyonerinden biri olan Jessica Rosenworcel, bir televizyon kanalının lisansının sırf ABD başkanı yayınlarından memnun değil diye iptal edilmesinin söz konusu olamayacağını söyledi.
NBC kanalında yayınlanan bir haberde, Temmuz ayındaki bir bakanlar kurulu toplantısı sırasında, Trump ABD’nin nükleer silahlarının 10 kat arttırılması isteğini dile getirince Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Trump için ‘fucking moron’ tabirini kullandığı ve istifaya yeltendiği, Başkan Yardımcısı Mike Pence tarafından vazgeçirildiği iddiasına yer verilmişti. Bakanın, ABD Başkanının, nükleer silahları bu şekilde artırmanın, ABD ekonomisine dev maliyetinin yanı sıra, uluslararası yasaları çiğneme ve nükleer silahların sayısının bütün dünyada artmasına neden olacağı anlamına geleceği, Trump’ın ABD’nin zaten halen herkesten daha fazla sayıda kullanıma hazır nükleer silaha sahip olduğu konusundaki bilgisizliğine kızdığı yorumu yapılmıştı.
With all of the Fake News coming out of NBC and the Networks, at what point is it appropriate to challenge their License? Bad for country!
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) October 11, 2017
Trump gazetelerde de yer alan bu haberin yayınlanması üzerine attığı Tweet’te, ‘’NBC ve yayın ağında bu kadar yalan haber yayınlanırken, yayın lisanslarının iptali başvurusu için daha ne kadar beklenebilir? Ülke için çok kötü’’ diye yazmıştı.
FCC komisyoneri Rosenworcel, CNN’e yaptığı açıklamada, ‘’Televizyon yayıncılığı ile ilgili politikaların belirlenmesi söz konusu olduğunda FCC bütün kararlarında, Amerikan Anayasasının ifade özgürlüğünü garanti altına alan Birinci Ek Maddesine (First Amendment) itaat etme yükümlülüğüne çok dikkat eder’’ dedi.
Rosenworcel, CNN’in, Trump’ın kendilerine her hangi bir yayın lisansı iptali için başvurması halinde ne olacağı sorusuna da şu yanıtı verdi:
‘’Yüksek Mahkeme’nin bugüne kadarki içtihatlarıyla Anayasanın Birinci Ek Maddesine, sağlıklı, kısıtlamasız, otosansürsüz, açık tartışma ortamı için milli bir bağ karakteri kazandırdığını görmek gerekiyor. Bu tartışmanın bazen devlet yetkililerine fazla sert vurması da mümkündür.
(…) Anayasanın Birinci Ek Maddesine bağlılığımız tartışma dışıdır. Bu kurum, sırf Başkan yayınlarından memnun değil diye bir yayının lisansını iptal edecek değil’’.
Ancak, FCC üyelerinin net tavrına rağmen kurum başkanının sessizliği de büyük eleştiri konusu oluyor. Kurumun bir önceki başkanı Tom Wheeler, Trump döneminde FCC başkanlığına atanan Ajit Pai’nin sessiziliği hakkında, ‘’ABD başkanı, televizyon kurumlarına ‘sizi izliyoruz ve ipiniz elimizde’ mesajı verdiği bir sıradaki tavrıyla kendisini işbirlikçi konumuna sokuyor’’ şeklinde tepkisini dile getirdi.
FCC’nin yayın lisansı yetkisi, frekans çakışmasını engellemeye dönük teknik bir yetki. İçerik konusunda bir denetim yetkisine sahip değil. Sadece, her hangi bir şikayet halinde, çocukların ekran başında olduğu saatte ‘yayında müstehcen içerik olup olmadığı’ denetimi yapıyor.
”Siyasi yayınlar”, ”kamu görevlisine hakaret” ve benzeri içerikler ise FCC’nin denetim yetki alanında değil. İlgili kişinin dava açması halinde mahkemelerde bir tazminat söz konusu olabilir. Ancak, kamu yetkilileri ve görevlileri, Amerikan yasaları gereği yayın organlarına ve gazetelere, doğrudan ‘yayın yoluyla hakaret’ davası açamıyor.
AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter’dan takip edebilirsiniz
ABD’de kamu görevlileri neden ‘yayın yoluyla hakaret davası’ açamıyor?