Seçiciler Kurulu bugün ABD başkanını resmen seçiyor
AMERİKA BÜLTENİ (14 Aralık 2020)
ABD seçmeninin 3 Kasım’da oylarıyla çoğunluk oyunu belirlediği Seçiciler Kurulu (Electoral College) üyeleri bugün ABD başkanlığı resmi oylarını kullanacak. Seçiciler Kurulu tek bir çatı altında toplanmıyor. Her eyaletin seçici delegeleri, kendi eyaletlerinin başkentinde oylarını deklare edip imza altına alacak.
Her eyaletin, Seçiciler Kurulunda, ABD Kongresindeki toplam üye sayısı kadar (ikişer senatör ve nüfus sayısına göre değişen milletvekilleri) delege oyu var. Nebraska ve Maine dışındaki 48 eyalette, o eyalette 3 Kasım günü yapılan seçimde en fazla oyu alan aday, o eyaletin bütün seçici delege oylarını kazanmış sayılıyor. 538 üyeli Seçiciler Kurulunda 270 oya ulaşan aday ABD başkanı oluyor.
270 barajına ulaşmak için 3 Kasım 2020 seçiminde yeterli sayıda eyalette çoğunluk sağlayan aday, Demokrat Parti başkan adayı Joe Biden’dı. Ancak, Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump’ın ”seçimde hile yapıldı” iddiasıyla sonucu kabullenmeyerek, Cumhuriyetçi eyaletlere Biden’ın delegelerine değil, kendi delegelerine oy yetkisi verme çağrısı yapması, normal zamanlarda bir resmi formalite olan bugünkü oylamayı kritik hale getirdi.
Bugüne kadar, Cumhuriyetçi Parti çoğunluğuna sahip olanlar da dahil hiçbir eyaletin kongresi, Trump’ın ‘son derece antidemokratik’ olarak nitelendirilen çağrısına olumlu yanıt vermedi. Dolayısıyla bugün, Joe Biden’ın başkanlığı kazandığının büyük ölçüde resmileşmesi bekleniyor.
Delegeler, kendi adayları dışında bir adaya oy verebilir mi?
ABD Anayasası gereği, Seçici Delegeler Kurulu üyeleri istedikleri adaya oy verebilir. Yani yasal olarak belli bir adaya oy vermesi için seçilmiş delege, oylama günü bir başka adaya oy verebilir. Bu tür delegelere, Amerikan kamuoyunda ‘faithless elector (sadakatsiz seçici)’ deniyor.
Nitekim 2016 başkanlık seçiminde Electoral College oylaması başlamadan önce Trump’a oy vereceğini vaat etmiş 306 ve Hillary Clinton’a oy vereceğini vaat etmiş 232 delege oyu vardı. Ancak Seçiciler Kurulu resmi oylamasında Trump 304 ve Hilllary Clinton 227 oy alabildi. Hawaii, Texas ve Washington eyaletlerinden 7 delege farklı bir aday lehine oy kullandılar. 2016 seçimindeki 7 sadakatsiz delege, modern zamanların en yüksek sayısı oldu.
Ancak bu yıl ‘sadakatsiz delege’ çıkması oldukça düşük bir olasılık. Bunun birkaç temel nedeni var:
Öncelikle ABD Yüksek Mahkemesi 2020 yılı başında aldığı bir karar ile, eyaletlerin, sadakatsiz delegeyi cezalandırmasına veya oy yetkisini iptal etmesine izin verdi. 32 eyalet ve başkent Washington DC’de, seçici delegelerin, seçildikleri aday lehine oy vermesini zorunlu kılan yasalar var.
Bununla beraber diğer 18 eyalette ise böylesi bağlayıcı bir yasa yok. Ancak buna karşı önlem olarak da hem Trump hem de Biden, kendisine yüzde yüz sadık kalacağını umdukları isimleri delege listelerine koydurdular. Örneğin, Georgia eyaletinin, (eyaleti Biden kazandığı için) Demokrat Partili olan 16 delegesinden biri olan Savannah Belediye Başkanı Van Johnson hafta içinde yaptığı bir açıklamada, eyaletin 16 delegesi arasında bir ‘sadakatsiz delege’ çıkacağını beklemediğini söyledi.
Bununla beraber, bazı politika tarihçileri, yine de bazı sadakatsiz delegeler çıkabileceği görüşünde.
Bugün de Joe Biden kazanırsa, Trump sonucu kabul edecek mi?
Bugün Biden’ın kazandığının resmileşmesi halinde Trump’ın, seçim sonucunu iptal ettirme çabası, ‘yasal olanaklar’ açısından artık çok daha zor olacak. Ama bununla beraber Trump’ın bugün yenildiğini kabul edeceğini bekleyen sayısı da çok az. Seçimi kaybetmediğini ve başkanlığın elinden hile alındığı propagandasını sürdürmesi bekleniyor.
Nitekim Trump’ın kampanya danışmanı Jenna Ellis, geçen ay Trump’ın önemli tarih olarak gösterdiği 14 Aralık Seçiciler Kurulu oylamasını önemsizleştirerek, sonucun ancak 6 Ocak günü Kongre’de Seçiciler Kurulu oylarının sayımının resmen yapılacağı gün resmileşeceğini savundu. Trump’ın diğer avukatı Rudy Giuliani ise, ‘’Anayasada resmi başkan değişimi için anılmış tek tarih, 20 Ocak günü saat öğle 12:00’’ diye konuşarak, iddialarını, davalarını ve bazıları şiddet olaylarına yol açan kampanyalarını sürdüreceklerini gösterdi.
Aslında ABD başkanlık seçiminde ‘seçiciler kurulu’ ve Kongre’deki resmi sayım, başkanlık seçimlerinde neredeyse kimsenin dikkat etmediği formalite işlemlerdi. Seçiciler Kurulu oylamasının medyada az da olsa gündem olduğu son seçim 2000 seçimi oldu. Fakat o seçimde iki tarafın da elinde yasal somut iddialar vardı. Nitekim Princeton Üniversitesi Julian Zelizer, The Hills gazetesine yaptığı açıklamada, ‘’2000 seçiminde ciddi bir problem vardı. Bu yıl ki seçimde ise hiçbir problem yok. Başkan ve partisi bir problem uydurmaya çalışıyor.” yorumu yapıyor.
Texas eyaleti geçen hafta içinde, seçimde Biden’ın kazandığı kritik dört eyalet, Wisconsin, Michigan, Georgia ve Pennsylvania eyaletlerinin, seçici delegelerinin oylarını Biden lehine kullanmalarının durdurulması talebiyle Yüksek Mahkeme’ye dava açtı. 17 Cumhuriyetçi eyalet de bu davaya katıldı. Ancak uzmanlar bu davanın da hiçbir somut gerekçeye sahip olmaması nedeniyle bir sonuç vermeyeceği görüşünde. Trump’ın bugüne kadar eyaletlerde ve federal düzeyde açtığı davaların neredeyse tamamına yakınını, seçim sonucunu etkileyecek bir hile yapıldığına dair hiçbir kanıt sunamaması nedeniyle kaybetti. Üye yargıçlarının tamamı Cumhuriyetçi başkanlar tarafından seçilmiş mahkemelerde bile Trump kazanamadı.
AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz