Skip to content
Menu

Tarihin en büyük seçiminde oy verme işlemi başladı

 

 

AMERİKA BÜLTENİ (21 Nisan 2024)

Dünyanın en kalabalık ülkesi Hindistan’da Milletvekili Genel Seçimleri için oy verme işlemi Cuma günü başladı. Dünya nüfusunun yüzde 10’unun oy kullanacağı seçim, 2019’daki seçimin rekorunu kırarak tarihin en büyük seçimi olacak.
Himalaya dağlarının eteklerinden Andaman Adalarına kadar uzanan dev bir coğrafyada gerçekleşecek seçimde 970 milyondan fazla seçmen, 1 Haziran gününe kadar sandığa gidecek. Avrupa Birliğinin üyesi 27 ülkenin toplam seçmeninden daha fazla seçmen arasında ilk kez oy verme yaşına ulaşmış 18 milyon seçmen bulunuyor. Yaklaşık 200 milyon seçmen ise hala 20’li yaşlarında.

Oy verme 1 Haziran’da sonra erecek 4 Haziran’da sayılacak

Ülke coğrafyasının büyüklüğü, coğrafi engeller, sandıkların güvenliği ve herkesin oy kullanabilmesini sağlamak için oy verme işlemi yaklaşık altı hafta sürecek. Ülkenin 28 eyaleti ve 8 federal yönetim bölgesi 1 Haziran gününe kadar kendileri için belirlenen değişik tarihlerde ve farklı gün sayısında sandık başına gidecek. Örneğin 200 milyonu aşkın nüfusu ile Brezilya büyüklüğündeki Uttar Pradeş eyaletinde oy verme işlemi sandıklar açıldıktan sonra 7 gün sürecek.

Ülke geneli bütün oyların sayımı ise aynı gün 4 Haziran’da yapılacak ve sonuç aynı gün açıklanacak.

Bu tarihi seçimde Hindistan Meclisinin (Lok Sabha) 543 üyesi belirleniyor.

Hintçe adı ‘Baharat’ olan ülke, anayasal olarak çok partili parlamenter rejime sahip. Seçim en büyük iki partinin liderlik ettiği iki ittifak arasında yaşanıyor.

10 yıldır iktidarda olan Hindu dincisi ve milliyetçisi Baharatiya Canata Partisinin (Hindistan Halk Partisi) öncülüğünde sağ ve muhafazakâr partileri bir araya getiren Milli İttifak mevcut Hindistan Meclisinde çoğunluk koltuğuna sahip.

Laiklik, seçimin gündem konularından biri

Dinci ve milliyetçi Narendra Modi’nin liderliğindeki ittifak, Hindistan’ı laiklik ve demokrasiden uzaklaştırmakla eleştiriliyor. Laiklik, 210 milyonu aşkın kişiyi barındırmasıyla dünyanın en büyük dini azınlığı olan Hindistan Müslümanları ile Hindu çoğunluğun barış ve eşitlik içinde yaşamasının tek garantisi olarak görülüyor.

Modi’nin liderlik ettiği anlayış ise anayasal olarak laik bir ülke olaran Hindistan’ı resmi dini ve tek kimliği Hinduizm olan bir ülkeye dönüştürmek istiyor. Ülke son 10 yılda basın, ifade ve inanç özgürlükleri ile şeffaflık ve sorumluluk denetimi alanlarında büyük bir erozyon yaşıyor. Polis ve vergi kurumları, Modi’yi desteklemeyen kesimler ile iş çevreleri üzerinde yoğun bir baskı kurarak, kimseyi konuşamaz hale getiriyor. Müslümanlara karşı linç amaçlı saldırılar düzenleyen Hindu çeteleri polisin korumasında kalıyor. Yargı da ağır bir baskı altında bağımsız karar verebilme imkanlarından oldukça uzaklaşmış durumda.

2024 seçimi, 2019 yılında Meclisinin yarıdan fazlasını kazanan bu sağcı ittifakın yükselttiği dışlayıcı ve baskıcı anlayışa karşı bir referandum niteliğinde. 2000’lerin başında yükselişe geçen Hindistan ekonomisi, Modi hükümetinin baskıcı politikaları nedeniyle büyük bir sarsıntı yaşıyor. Yolsuzluklar, pahalılık ve işsizlik seçmenin gündeminde ilk sıraya yükseliyor. Bu da Modi’nin bugüne kadar başarıyla yürüttüğü kültür savaşı ile seçim kazanma stratejisini oldukça zora sokuyor.

Dünya Lideri Modi ve onun 2047 Hedefleri

Milli İttifak, dini, tarihi ve kültürel anlamlar yüklediği Modi’nin şahsı endeksli bir kampanya yürütüyor. Modi’nin profili dünyanın lideri olarak ve ülkeyi refaha ve mazisindeki şanlı günlere döndürecek isim olarak sunuluyor. Hindistan Başbakanı Modi bu seçimi de kazanırsa, Hindistan tarihinde kurucu başbakanı Nehru’dan sonra üçüncü dönem başbakanlık kazanan tek lider olacak.

 

Ülkenin 100. bağımsızlık yılını kutlayacağı 2047 yılında dünya liderliğinin Hindistan’a geçeceği şeklinde bir 2047 Hedefi kampanyası ile bugünkü ekonomik zorluklar karşısında seçmenden sabırlı olmaları isteniyor.

Antik çağlarda bir Hindu mabedi üzerine kurulduğu iddiasıyla Hindu dinci ve milliyetçi kesimleri ile ülkenin en büyük azınlığı olan Müslümanlar arasında on yıllardır en büyük tartışma konusu olan tarihi Ayodhya Müslüman caminin nihayet Modi döneminde yıkılarak, birkaç ay önce Modi’nin bizzat yönettiği dini törenle Hindu mabedi olarak açılması da Hindu çoğunluk üzerinde bir kampanya aracı olarak kullanılıyor. Müslüman çoğunluklu tek eyalet olan Keşmir’in özerk statüsünün Modi döneminde yok edilmesi de kampanyada kullanılan bir başka güçlü Hindu hamaseti alanı.

Seçim süresinin 1952 seçiminden beri en uzun süre olması da bir başka BJP stratejisi. Böylece iktidar partisi ve Modi, seçim günü yaklaşan eyaletlere tek tek yoğunlaşan kampanya yapabilecek. Muhalefet ise böylesi bir politik ve ekonomik güçten yoksun.

Sol eksenli muhalefet ittifakına 26 parti katıldı

İktidardaki sağcı dinci ittifaka karşı Hindistan’ın kurucu partisi olan merkez sol Kongre Partisinin liderliğinde Kalkınmacı ve Kapsayıcı Hindistan İttifakı yer alıyor. 2024 seçiminde bu ittifakta 26 parti yer alıyor.

Hindistan Kongre Partisinin eski lideri Sonia Gandhi (solda), oğlu Rahul Gandhi (sağda) ve partinin mevcut lideri Mallikarjun Kharge (ortada)

2022 yılında beri Kongre Partisinin lideri olan Mallikarjun Kharge, ittifakın sözcüsü konumunda. İttifakın bir başbakan adayı belirlememesi nedeniyle, Meclis’te çoğunluk kazanması halinde başbakanın kim olacağı henüz belli değil.

BJP, Hintçe konuşan iç ve kuzey eyaletlerde güçlü

BJP, ülkenin Hintçe konuşan iç ve kuzey eyaletlerinde hala baskın bir ağırlığa sahip. Sahil eyaletlerinde aynı güce ulaşmakta zorlanıyor. Ülkenin güneyindeki Tamil eyaletleri ise en zayıf oldukları coğrafya. Tamilce konuşan eyalette Modi hükümetinin tek dil, tek din, tek kültür politikası büyük bir hoşnutsuzluk kaynağı.

Cuma günü ilk oy verme işlemlerinin başladığı eyaletlerden biri de Tamil Nadu eyaletiydi. Eyaletin başkenti Chennai’deki 4000 sandıktaki sandık başı anketlerinde ‘değişim’ ve ‘laiklik’ mesajlarının ağırlığı dikkat çekiyor.

Mary Das adındaki 60 yaşındaki bir kadın seçmen AP muhabirine, “Sandığa gelirken aklımdaki ilk konu, inanç hoşgörüsüzlüğünden arınmış bir ülke. Hindular, Müslümanlar, Sihler, Hristiyanlar hepimiz aynı ülkenin çocuklarıyız. Birliğimizi zayıflatmak yerine güçlendirmeliyiz” şeklinde konuşuyor.