AMERİKA BÜLTENİ (21 Kasım 2015)
Follow @amerikabulteni
Bir başkan adayı, ülkedeki tüm Müslümanların fişlenmesini ve Müslüman olduklarını belli eden bir kimlik veya özel sembol taşıma zorunluluğu getirilmesini ‘kesinlikle’ desteklediğini açıkladı. Bir diğeri, Suriyeli mültecilerin tamamına ‘kuduz köpek’ muamelesi istedi. Bir başka Cumhuriyetçi başkan aday adayı Twitter’da, ‘’Mali’de bugünkü saldırıdan sonra Obama, ülke içindeki terörle mücadele planını açıkladı: Silahlarınızı bırakın ve Kur’an ayetleri ezberleyin’’ diye yazdı. Bazı Cumhuriyetçi yasama üyeleri, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonlara yapıldığı gibi Müslümanların toplama kamplarına toplanmasını önerdi.
Paris’teki vahşi terör saldırıları sonrasında oluşan psikolojik korku ortamını eskiden beri taşıdıkları nefret ve yabancı düşmanlığını kusmak için bahane haline getiren dinci ve aşırı sağcı kesimler adeta kim en çılgın öneriyi getirecek yarışına girmiş gibiler.
Muhafazakar web sitesi WorldNetDaily’nin bir köşe yazarı çıtayı daha da yükseltti ve ABD’nin Mekke’yi bombalayarak haritadan silmesi gerektiğini yazdı. Burt Prelutsky adlı köşe yazarı fanatik, IŞİD’in bombalanmasının yeterli olmayacağını, Müslümanlığın doğduğu yer dümdüz edilerek, 1.6 milyar Müslümana unutamayacakları bir ders verilmesini önerdi.
Prelutsky şöyle yazdı:
‘’Kur’anı terörizmin el kitabı olan bir dinde problem olmadığını söylemek, komünizm mükemmeldir diyen ahmakları hatırlatıyor. Onlara göre de problem komünizm değildi. Çin’de, Sovyetler Briliğinde, Küba’da, Venezuela’da, Moğolistan’da veya Kuzey Kore’de yanlış uygulanıyordu. Bu aptallar Marx’ın ütopyasına inanın, gözlerinize değil diyordu.’’
Mantığını bu şekilde kuran eski komedyen yeni köşe yazarı çözüm önerisini de şu şekilde dile getirdi:
‘’Benim politik doğrucu olmayan önerim şu: Umarım saldırıya uğrayan veya tehdit altındaki ülkelerin de ortak çabasıyla IŞİD’i yeryüzünden sileceğiz. Ardından, bize yönelecek bazı operasyon zararlarını önemsemeden Mekke’yi bombalayarak yeryüzünden sileceğiz. Böylece Müslümanlara, bizim tanrımızın onların küçük ilahından daha büyük ve daha kahredici olduğunu göstermiş olacağız.’’
Mekke’de halen yaşayan 1.2 milyon insanı toptan öldürmenin biraz sert görünebileceğini belirten Prelutsky, ‘’Ama onlar da 1400 yıldır buna aranıyor’’ diye yazdı ve ‘uygarlık‘ dersini şu cümlelerle sonlandırdı:
‘’Ben kendi adıma, İslami kabadıyların bizim öğle yemeği paramızı talep etmelerini ve bizim de tıfıl korkaklar gibi istediklerini vermemizden bıktım usandım. Daha da korkuncu, onların da bizim gibi insan olduğunu, sadece bizden daha aç olduklarını farketmiş de bunun için yardım eden iyi insanlarız gibi yaparak bunu vermemiz.
Bu vahşileri uygarlaştırabileceğimizi düşünmek, saçmalığın da ötesinde bir düşünce.’’
Fanatikler toplumdan destek görmüyor
Batı ülkelerinde fanatiklerin estirmeye çalıştığı bütün rüzgara rağmen hala azınlıkta olmaları da dikkat çekiyor. Medya, üniversiteler, önde gelen politik temsilciler, hukuk ve kurumlar ile toplumların çok büyük bölümü bu fanatik söylemlere ve aşırılığa destek vermiyor. Suriyeli mültecileri, ‘kapımız size açık’ diyerek bizzat karşılayan eyalet valileri de var.
Birçok şehirde fanatik vandalların tacizlerine uğrayan Müslüman mabetleri veya merkezlerini, Müslüman olmayan halk koruyor.
Holokost Müzesi mültecilere sahip çıktı
Müslümanların, Nazi dönemindeki gibi sembol veya kimlik taşımak zorunda bırakılması gibi çılgınca önerilerin konuşabildiği günlerde, Suriyeli mültecilere en anlamlı desteklerden biri de Yahudi Soykırımı Anısı Müzesinden (Holocaust Memorial Museum) geldi. Müzeden yapılan açıklamada, ”Nazizmin elinden kaçamayan Yahudilerin başına gelenleri çok iyi bilenler olarak, Suriyeli mülteci krizini endişeyle takip ediyoruz” denildi ve eklendi: ”Güvenlik tedbirleri elbette alınmalı ancak binlerce mülteciye sırtımızı dönmemeliyiz”.
Batıdali aşırı sağ ve dinci fanatiklerin saldırı ve tacizlerine maruz kalan masum Müslümanlara en duygulandıran desteklerden biri ise ABD’nin Texas eyaletinde yaşandı. Texas’ın Pflugerville kentinde bir fanatiğin yaktığı Kur’an mushafını atarak kundakladığı İslam Merkezine şehir sakinleri sahip çıktı. Merkezin kapısına çok sayıda çiçek bırakanların arasında bulunan 7 yaşındaki bir çocuk bütün dikkatleri üzerine çekti. Jack Swanson adlı 7 yaşındaki çocuk, cami yetkililerine evinden getirdiği kumbarasını vererek, zararlarını gidermelerine katkı yapmak istediğini söyledi. ABC News’e konuşan cami yetkilisi Faisal Naeem, ‘’Jack’in kumbarasında biriktirdiği 20 doları bizim için 20 milyon dolar kadar değerli. Jack, benim oğlum İbrahim’den biraz daha büyük. Böyle çocukların sayısı artarsa insanlığın geleceği için umutlanabiliriz’’ dedi.